Twilight Fan Türkiye
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


twilight, twilight türkiye
 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Kellan Lutz'un Reset Online Türk Dergisi Ropörtajı

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
GooD *
Admin
GooD *


Mesaj Sayısı : 121
Kayıt tarihi : 14/03/09

Kellan Lutz'un Reset Online Türk Dergisi Ropörtajı Empty
MesajKonu: Kellan Lutz'un Reset Online Türk Dergisi Ropörtajı   Kellan Lutz'un Reset Online Türk Dergisi Ropörtajı I_icon_minitimePaz Mart 15, 2009 8:23 am

Kellan Lutz'un ilk defa bir türk dergisine verdiği ropörtajı 2009 Özel Reset
dergisinden alınmadır...


Kellan Lutz reset Online Türk
Dergisi Ropörtajı


Evli ve çocuklu Stephenie Meyer’ın
kendi keyfi için yazmaya başladığı, yayımlandıktan sonra ise tüm dünyada
özellikle gençler arasında bir fenomen haline dönüşen Twilight serisinin ilk
filmi uzun bir bekleyişten sonra, sonunda geçtiğimiz Cuma Türkiye’de gösterime
girdi. Filmin başrollerinden biri olan ve kitapta Cullen ailesinin üyelerinden
Emmett Cullen karakterini canlandıran Kellan Lutz’a ulaşıp sorularımıza yanıt
almayı başardık. Filmin kritiği ise yoğunlumuzdan dolayı ancak sonraki sayıya
yetişebilecek.


Kellan Lutz'un Reset Online Türk Dergisi Ropörtajı Lutz2lv1.th

Biz Twilight serisi ve filmi
hakkında çok şey biliyoruz ama Türkiye’de kitaplar yakın zamana kadar Türkçe’ye
çevrilmediği için seriyi okuyabilmiş olanlar çok değil. Bize filmden biraz
bahsedebilir misin? Bu filmin bir parçası olmayı neden
istedin?



Kellan: Dürüst olmak gerekirse, hep bu
tarz bir rolü canlandırmanın hayalini kurmuştum. Kitaplarda okuduğumuz gizemli
bir vampir olma fikrini severek büyüdüm. Erkek kardeşim biz küçükken Nosferatu
klasiğini eve gizlice sokmuştu ve ben anında yaratığa bir hayranlık duymuştum.
Twilight elime geçtiği zaman da, hepsini okudum ve Emmett’in benim için mükemmel
karakter olduğunu hemen anladım. Kitabın bu kadar geniş kült bir hayran kitlesi
olduğunu fark ettiğimde iyice şaşırdım, bu işin gerçekten olacağı varmış diye
düşündüm.


Karakterin Emmett genelde en
komik repliklerin sahibi olan rahat, sevecen ağabey tipi olarak biliniyor ama
diğer yandan zaman zaman göz korkutucu olabilen tehlikeli bir yanı da var. Sen
onun hangi yönünü canlandırmaktan daha çok zevk
alıyorsun?


K: Rahat, eğlenceli, sevecen ağabey tarafını
daha çok seviyorum, ama Emmett’i koruyucu moda geçirmek de çok kolay oluyor. Bir
kez onun ters tarafına denk gelirseniz, arkanızı kollasanız iyi edersiniz. Benim
doğamda agresiflik yok, ama ben de sevdiklerimi ne pahasına olursa olsun
koruyacağıma inanıyorum. Emmett’i canlandırmaktan gerçekten keyif alıyorum,
Bella ile şakacı bir ilişkisi var ve ailesi daima ilk geliyor.


New Moon (Yeni Ay) çekimlerine önümüzdeki Mart’ta
başlıyorsunuz. Sence yeni bir yönetmenle çalışmak zor olacak mı? Yönetmenin
değişmesi ve ilkinin gişesi sayesinde elde edilen daha iyi bir bütçe devam
filmlerini sence nasıl etkileyecek?


K: Öncelikle,
Catherine Hardwicke’ı seviyorum. Kendisi birlikte çalışmaktan en çok zevk
aldığım yönetmenlerden biri oldu ama soruna cevap olarak, yeni bir yönetmenle
çalışmanın zor olacağını zannetmiyorum. Chris Weitz çok yetenekli ve bizi
yönlendireceği yeni yönü görmek için oldukça heyecanlıyım. The Golden Compass
filmini çok sevmiştim; tam bir vizyon yaratırken, CGI ve yetenekli bir oyuncu
kadrosunu harmanlayarak inanılmaz bir iş çıkarmıştı. New Moon’un yapımına neler
katacağını görmeyi sabırsızlıkla bekliyorum. En iyisi daha geniş bir bütçeyle
daha fazlasını yapabilecek olmamız, Chris’in hayranların New Moon’da görmek
istediklerini harika bir şekilde hayata geçireceğini biliyorum.


Sadece ilk üç film için sözleşmeli olduğunu biliyorum.
Eğer serinin son kitabı Breaking Dawn’ın filmini yapmaya karar verirlerse,
projeye dahil olur musun? (Diğer kitaplardan biraz daha farklı olmasına ve bazı
uç konuları işlemesine rağmen)


K: Breaking Dawn’ı beyaz
perdeye getirmek için geri döneceğimizi umut ediyorum. Emmett’in o kitapta o
kadar çok komik anları ve replikleri var ki, o anları filmde hayata geçirme
şansına sahip olmak için ancak dua edebilirim. En iyisi hepimiz bunu dileyip
bekleyelim, hayranlarımızın bunu yaptığını biliyorum!


Oyunculuğa başlamanda sana ilham kaynağı olan favori film,
dizi ya da hatırlanmaya değer anıların var mı?


K: Aslında
belirli bir şey beni aktör olmaya itmedi, bu sektörün içine düştüm sayılır.
Sevdiğim bir şeyi denemek fırsatını değerlendirdim. Her gün farklı bir şey
yapabildiğim için çok şanslıyım ve bu fırsat için minnettarlık duyuyorum.


İşte favorilerimden bazıları;
Filmler: Fight Club, Christmas
Vacation ve Chevy Chase’in içinde bulunduğu her film.
Diziler: Family Guy,
South Park, It’s Always Sunny in Philadelphia, Nip/Tuck, Weeds, Dexter, Home
Improvement.


Gelecekte beraber çalışmayı
hayal ettiğin favori yönetmen ve oyuncuların var mı?


K: Ben
de diğer herkes gibiyim, ünlülerin yanında heyecanlanabiliyorum ama bazıları var
ki beni daha iyi bir oyuncu olmaya itiyor. Yaşayan en iyiler olduklarını
düşündüğüm oyuncular Robert Redford, George Clooney, Brad Pitt, Leonardo Di
Caprio ve Christian Bale. Yönetmenler ise Coen kardeşler, Guillermo Del Toro,
Gus Van Sant, Ridlet Scott ve Tony Scott.


Geçmişte modellik yapmışlığın da var. O yolda devam etmeyi
hala düşünüyor musun, yoksa oyunculuğu daha mı çok
sevdin?


K: Kendimi kamera aracılığıyla ifade etmekten çok
hoşlanıyorum. Modellik benim için oyunculuğa bir kapı açtı ve yıllardır modellik
yapmıyorum. Oyunculuğa büyük bir tutkuyla bağlıyım ve yaşlanıp, saçım
beyazlayana kadar devam edebilmeyi umuyorum.


90210 adlı gençlik dizisinde klasik bir baş belası olan
George karakterini canlandırdın. Dizideki kötü çocuk rolünü oynamaktan zevk
aldın mı? İlerde başka filmlerde kötü adamı canlandırmayı ister
misin?


K: 90210’un bir parçası olmak çok eğlenceliydi.
Birçok yetenekli oyuncu ve yönetmenle çalışmış oldum. George karakterini biraz
daha geliştirme şansına sahip olmamızı dilerdim ama bu karakterden
öğrendiklerimi alıp yoluma devam edebilirim. Her türlü farklı karakteri
canlandırmaktan zevk alıyorum, çok yönlü olmamı ve limitlerimi test etmemi
sağlıyor. Kötü çocukları oynamak ayrıca eğlenceli oluyor, George da öyleydi ama
yolda karşıma bunun gibi başka fırsatların da çıkacağına eminim.


Bize yeni projen “Warrior” hakkında
biraz bilgi verebilir misin? Nasıl bir karakteri canlandırıyorsun ve ilk defa
bir filmde başrolü olmak senin için nasıl bir duyguydu?


K:
Warrior okulunun baş Lacrosse (Amerika ve Kanada’da yaygın bir spor dalı)
oyuncusu olan Conor adlı liseli bir gencin, ergenlikten yetişkinliğe geçişini
anlatan çok güzel bir hikaye. Babası deniz kuvvetlerinde ve ailesi sık sık
taşınmak zorunda kalıyor. Babası savaşta ölünce Conor kendini kaybediyor.
Zamanla, Conor kendini bulmak ve yetişkin bir adam olmak için bir yolculuğa
çıkıyor. Ailesinin ve özellikle babasının kendisi ile gurur duymasını sağlamak
için büyük bir istek duyuyor. Bir filmde başrolü oynamak gerçekten çok gurur
vericiydi ve bu yeni kapıları bana açtığı için Twilight ve beraberinde tüm
getirdiklerine teşekkür borçluyum.


İnsanlar sana röportajlarda komik veya çılgın hayran
maceralarını sorup duruyor. Gerçekten hayranların hayatını kısıtladığı oluyor
mu, yoksa hala sokaklarda fark edilmeden yürümeyi başarabiliyor
musun?


K: Twilight’ın nasıl olduğunu hepimiz biliyoruz;
dışarı çıkıp dolaştığımda ve alışveriş yaparken insanların dönüp “Aa bu Emmett”
veya “Bu Kellan” demeleri tatlı oluyor. Hayranların benden fotoğraf veya imza
istemeleri çok gururlandırıcı bir durum ve onlarla ilgilenmeye daima özen
gösteriyorum. Benim için bu çok önemli sonuçta her şey onlar için. Hem olumlu
hem de olumsuz tarafları olduğu kesin ama hayranlar için ne olursa olsun
yapmaktan zevk duyuyorum. Onlar gibisi yok.


Son olarak, mecburi bir soru. Türkiye hakkında ne
biliyorsun? Ziyaret etme gibi bir niyetin var mı?


K: Her
zaman Türkiye’ye gelmek istemişimdir!! Truva ve Efes antik şehirleri hakkında
harika şeyler duydum. Türkiye’nin güzel beyaz kumlu sahillerinde uzanıp
rahatlamak isterdim gerçekten. Dalmaya her zaman meraklı olmuşumdur ve duyduğuma
göre orada bunun için çok uygun yerler varmış. Çocukluğumdan beri kalelere karşı
takıntım vardır ve Türkiye’dekileri de görmeyi çok isterdim. O kadar güzel
fotoğraflarını gördüm ki; eminim bizzat görmek nefes kesici olurdu.
Kapadokya’daki mağaraları ve Ankara’yı görmeyi de isterdim. Umarım Türkiye’yi
birkaç haftalığına da olsa ziyaret etme fırsatını yakalarım, başka hiçbir yere
benzemediğini biliyorum.
(Sen gel buraya gel
ama yanında Rob'uda al.. Amerika ya dönerkende benide görür nasıl fikir??
)
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://twilightfan.4umer.com
 
Kellan Lutz'un Reset Online Türk Dergisi Ropörtajı
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» The Mıchigan Journal Robert Pattinson Röportajı
» Türk Basınında Twilight Haberleri
» Kellan Lutz Resimleri

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Twilight Fan Türkiye :: Twilight :: Twilight Hakkında-
Buraya geçin: